Plastik kökenli malzemeler, günümüzde hayatımızın vazgeçilmez unsurları haline gelmişlerdir. 21. yüzyılın malzemesi olarak nitelendirilen plastikler; kullanım kolaylığı, hafiflik, esneklik, kolay işlenebilirlik, geri dönüşüm, ekonomik olma gibi sundukları pek çok avantaj nedeniyle her yerde görülmektedir.
Plastiklerin çevreyi kirlettiği iddia edilmektedir. Oysa, kirletmek insan davranışlarının bir sonucudur. Plastik poşetleri, şişeleri ve diğer plastik ambalaj malzemelerini denize ya da doğaya atanlara yönelik tedbirler almamız, toplumumuzu bilinçlendirmemiz gerekmektedir, “kontrolsüzce kullanılan” ve gelişi güzel çevreye bırakılan plastikleri suçlu ilan etmek doğru bir yaklaşım değildir. Sonuçta plastiklerin yeri doğa değil ve plastikler de oraya kendi kendilerine ulaşmıyorlar. Bu konuda bireylerin sorumluluk almaları gerekiyor. Bu nedenle de çevre bilincinin artırılması ve geri dönüşümün öneminin anlatılması son derece önemli Ülkemizde bu alandaki en önemli sıkıntı yeterli bilincin oluşmaması. Bunun bir sonucu olarak da atıklar kaynağında ayrı toplanmıyor ve geri dönüşüm yaygınlaşamıyor. Bu konuda yerel yönetimlere de büyük görevler düşüyor.
Plastikleri suçlu ilan edip, yasaklamak çözümün bir parçası olmayacağı gibi asıl soruna da gözlerimizi kapatmak olacaktır. Halkımızı eğitmeyip, plastikleri de geri dönüşüme kazandıramıyorsak en iyisi yasaklayalım ve sorunu bu şekilde çözelim yaklaşımı uzun vadede kimse için fayda sağlamayacaktır.
Plastiklerin doğada çözünme oranlarına ilişkin ortaya atılan rakamlar 100 yıldan 1000 yıla kadar artırılabiliyor ki bunların hiçbir bilimsel dayanağı bulunmuyor. Daha kullanılmaya başlanalı 100 yıl olmayan bir ürünün doğada 1000 yıl kaldığı iddia ediliyor ki zaten bu bile bu açıklamaların bilimsellikten uzak olduğunuz gösteriyor. Plastiklerin doğada uzun süre bozulmadan kalması mümkün değil sonuçta plastikler organik maddelerdir. Bir süre sonra çevresel şartlar ve oksijenin etkisi ile yıpranırlar ve yapıtaşlarına ayrılmaya başlarlar. Örneğin bir market poşeti, doğada sadece 8 ile 10 yılda tamamen yok oluyor. Hatta yeni teknolojiler sayesinde bu süre artık 1 yıla inmiştir.
Alışveriş poşetleri polietilenden üretiliyor. Polietilen, karbon ve hidrojen atomlarından oluşan organik bir yapı. Ayrıca son yıllarda poşet üretim sürecinde maliyeti azaltmak için polietilene doğada doğal olarak bulunan bir mineral olan kalsiyum karbonat katılıyor. Bu bildiğimiz tebeşir ya da mermer tozudur ve sakız ile diş macununda da kullanılan zararsız bir maddedir. Organik olan plastik, doğada tüketildiğinde inorganik olan bu mineral geriye kalıyor.
Mikroorganizmalar, karbon bazlı maddeleri kendi hayatlarını devam ettirebilmek için enerji kaynağı olarak tüketir. Oksijen bulunan ortamlarda karbon hücre içinde biyolojik olarak okside edilerek karbondioksite dönüştürülür. Hidrojen ise suya dönüşür. Plastikler de bu şekilde mikroorganizmalar tarafından yavaş yavaş sindirilir. Gıda ile temas edecek plastiklerin üretiminde eser miktarda kullanılan katkılar da zaten insan sağlığına zarar vermeyecek maddelerden seçilmektedir.
Plastiklerin üretim ve geri dönüşüm aşamalarında en az enerji tüketen, bu yönleri ile en çevreci ürün oldukları konusunun altını önemle çizmek gerekiyor. Pek çok açıdan büyük avantaj sağlayan plastikler, hafif malzemeler oldukları için nakliyede harcanan enerjiden de önemli oranda tasarruf edilmesini sağlıyor. Almanya’da Ambalaj Piyasası Araştırma Kurumu tarafından yapılan bir çalışmaya göre bugün plastikten üretilen ambalajlar eğer ahşap, cam, kâğıt, karton veya alüminyumdan üretilseydi, ambalajların ağırlığı ve buna bağlı olarak nakliye giderleri 4 katına çıkacaktı. Bu ambalajları üretmek için iki katı enerji harcanacak ve çöpün hacmi de 2,5 kat artacaktı.
Kanada Plastik Derneği’ne göre dünyadaki tüm plastik torbaların atıkları, günümüzde sokak ve çevremizde görünen sigara izmaritleri, şişeler, teneke kutular ve gıda ambalajı benzeri çöpler içinde yani toplam atıkların sadece yüzde 1’inden az bir yer tutuyor. Bu yüzde l’in ancak yüzde 25’ini plastik torbalar kaplıyor. Buna karşılık, çöplerimizin üçte biri gıda atıkları, dörtte biri ise kâğıt ve türevi atıklardan oluşuyor. Bu da gösteriyor ki plastikler çevre açısından sadece göreceli kirlilik oluşturuyor.
Günümüzün plastik poşetlerinde, ilk kullanılmaya başlandıkları 20 yıl önceye göre yüzde 70 oranında daha az plastik kullanılıyor. Oysa diğer hiçbir endüstri dalında kaynakların minimize edilerek korunması yönünde böyle bir yol alınmamıştır.
Kaynak tasarrufu sağlayarak çevrenin korunmasına yardımcı olan plastiklerin üretilmesi için dünya toplam ham petrolünün sadece yüzde 4’ü tüketiliyor. Bunun da sadece yüzde 3’ünden plastik poşet üretiminde kullanılan PE (Polietilen hammaddesi üretiliyor). Ancak, örneğin otomobillerdeki her 100 kg plastik parça Avrupa’da benzin tüketimini yılda 12 milyon ton, CO2 emisyonlarını da yılda 30 milyon ton azaltıyor. Yani petrolün yüzde 4’ünü tüketen plastikler, kalanının da daha az tüketilmesine yardımcı oluyor.
1992 yılında yapılan bir çalışmada, plastik ambalaj kullanımı ile Amerikalı üreticilerin 336 trilyon BTU enerji tasarrufu yaptığı ortaya kondu. Bu enerji, 58 milyon varil petrole, 9,2 milyar m3 doğal gaza veya 14,5 milyon ton kömüre eşdeğer.
Amerika Birleşik Devletleri’nde faaliyet gösteren Progressive Bag Alliance (Yenilikçi Torba Birliği), tek kullanımlık plastik torbaların, kâğıt torbalara göre çok daha çevreci olduğunu yaptırdığı araştırmayla kanıtladı. Konuya ilişkin hazırlanan raporda, tek kullanımlık plastik torbaların üretim, işleme ve geri dönüşüm aşamalarında en az enerji tüketen ve çevresel etkisi en az malzeme olduğunu gösteriyor.
Rapora göre plastik torbalara alternatif olarak gösterilen kâğıt torbaların üretimi için harcanan enerji, tek kullanımlık plastik torbalar için harcanan enerjinin 4,5 katı; yine kâğıt torbaların taşınmasında harcanan enerji ise plastik torbaların taşınmasında kullanılan enerjinin 3 katı. Toplamda ise kâğıt torbalar için 73 kWh enerji harcanırken plastik torbalar için kullanılan enerji ise sadece 14 kWh.
Yapılan araştırmada, dünyanın giderek en önemli gündem maddelerinden biri haline gelen katı atık konusunda da plastik torbaların daha az atık oluşturduğu ve bu bakımdan daha çevreci olduğu görülüyor. Raporda, 1000 adet plastik torbanın 4,7 kg katı atık oluşturduğu buna karşılık aynı adetteki kâğıt torbaların ise bu rakamın yaklaşık 7 katı kadar yani 33,9 kg katı atığa neden olduğu belirtiliyor.
Raporda, tek kullanımlık plastik torbaların kâğıt torbalara tercih edilmesi halinde sera gazı emisyonunun azalacağı ve bunun da küresel ısınmayı yavaşlatacağı vurgulanıyor. Ayrıca kâğıt torbaların üretimi için ağaçların kesilmesinin de ekosistemdeki dengeyi bozduğuna ve çevreye zarar verdiğine de yer veriliyor. Yapılan araştırma, küresel ısınma nedeniyle dünyada su kaynaklarının değerinin çok daha arttığı şu dönemde tek kullanımlık plastik torbaları tercih etmenin çok daha önemli olduğunu gösteriyor çünkü plastik torbalar çok daha az su tüketilerek üretiliyor. Raporda, 1000 adet kâğıt torba için 3 bin 785 litre, aynı adetteki polietilen plastik torbalar içinse sadece 30 litre su harcandığının altı çiziliyor.
Kâğıt torbaları üretmek için ağaç keserek, çevreye zarar verildiğini, ekolojik dengenin bozulduğunu da göz önünde bulundurmalıyız. Ayrıca plastik poşetlere alternatif olarak sunulan bir diğer ürün olan bez torbaların üretimi için de pamuk veya benzeri bir ürün kullanılması gerekir. Tarım alanlarının daraldığı, su kaynaklarının azaldığı günümüzde, plastik gibi kolay üretilen, üretirken daha az enerji kullanılan, geri dönüştürülebilen çevreci bir ürünü kullanmak yerine, pamuk vb. tüketmek doğru bir seçim olmayacaktır. Plastiğin sunduğu avantajlar nedeniyle yerine başka bir malzemeyi koymak çok güç. Örneğin, yağmur yağdığında satın aldığınız ürünleri kâğıt ve bez torbayla ıslanmadan taşımamızın zor olduğu gibi.
Modern dünya, plastiklerle ve diğer atıklarla ilgili olarak, 3R olarak kısaltılan “Reduce (Azalt), Reuse (Yeniden Kullan) ve Recycle (Geri Dönüştür)” yaklaşımını tartışıyor, benimsiyor. Plastikleri, verimli bir şekilde kullanıp, geri dönüştürmeliyiz. Örneğin, kâğıt en fazla 5 kere geri dönüştürülebilir oysa plastiği daha çok kez geri dönüştürebilirsiniz. Bir plastiği geri kazanım için eritirken 120 ile 200 oC arasında ısıtılırken, alüminyum (Alu) için bu oran için 650 oC cam için ise tam 1.400 oCdir. Görüldüğü gibi plastikler hem geri dönüştürülebilir hem de geri dönüşümü için en az düzeyde enerjiye ihtiyaç duyan bir malzemedir. Bir ürünün yaşam döngüsü düşünülürken üretimden tüketime ve geri kazanıma kadar bütün bu basamaklar göz önüne alınmalı ve fayda, maliyet, çevre temelinde bütüne bakmakta önemli faydalar vardır.
Plastikler, sürdürülebilir kalkınmaya önemli katkıda bulunuyor. Sosyal ilerleme açısından daha çok sayıda insanın sağlık ve yaşam açısından yüksek standartlara ulaşmasını sağlıyor. Plastik kullanımı gelişmişliğin bir göstergesi olarak kabul ediliyor ve özellikle gelişmiş ülkelerde plastik kullanımı artıyor. Tüm dünyada ve Avrupa’da, plastik poşetlerin yasaklanması söz konusu değil. Belli bir ücretle satılması, vergi getirilmesi, yine belli bir ücret karşılığı geri alınması gibi yöntemler uygulanıyor. Bunların hepsi insanların plastik poşetleri tekrar kullanmaları, ihtiyaçları kadar kullanmaları ve daha sonra geri dönüşüme kazandırmaya teşvik etmek amacı taşıyor. Günümüzde insanlık her alanda olduğu gibi sahip olduğu tüm kaynakları verimli kullanmalıdır. Bu durum çok doğal olarak plastik poşetler için de geçerlidir.
Buraya kadar aktardıklarımızla plastik poşetlerin sanılanın aksine çevreci bir malzeme olduğunu ortaya koyduğumuzu düşünüyoruz. Unutmayalım ki sorun plastik ya da başka bir malzeme sorunu değildir. Sorunu çözmek için elimizdeki malzemeyi maksimum fayda prensibiyle kullanmalı ve geri dönüşüm bilincini tüm topluma yaygınlaştırmalıyız. Plastik poşetlerden vazgeçmek ve onları tek suçlu olarak ilan etmek sadece sorunun boyutunu değiştirecektir ve hiçbir zaman çözümün bir parçası olmayacaktır.
Plastik esaslı poşetler ve diğer ambalaj malzemeleri, temel gereklilikleri sağlayan, ekonomik, sağlık kuralları ve normlarına uygun (FDA, EU Normları vb.) olup, birim olarak çok düşük kütle ağırlıkları, yoğunlukları sebebiyle alternatiflerine göre çevreye daha uygun malzemelerdir.
Türkiye’nin ve yakın coğrafyamızın, plastik ve ambalaj sektörünün kapasite ve iş hacmi açısından en büyük kuruluşu olan Naksan Plastik, yukarıda belirtilen tüm konularda hassas, titiz, arge ve innovasyon çalışmalarıyla ülkemiz ekonomisine ve tüketicimizin yararına olan katkılarını arttırarak devam ettirmektedir.
Bilgilerinize sunarız.
Saygılarımızla.