Ambalaj Sektörü Covid19 Sonrası Anahtar Kelimeleri
Hayatımıza makinalar, teknolojik ürünler, akıllı teknolojiler girdiği için olsa gerek elimizdeki akıllı cihazlarla her zorluğu yenebileceğimiz, riskleri geride bırakabileceğimiz algısıyla hareket edip, insanoğlu için olmazsa olmaz hijyen kurallarını bir kenara atmak üzereyken koronavirüs ile karşılaşmamız “zararın neresinden dönülse kardır” diye düşündürüyor insana…
Gıda ambalajlarına savaş açıp, ürünü koruma süresi gibi parametreleri göz ardı ederek koruyucu özelliği olmayan ama doğallığı öne çıkarılan malzemeler ile ambalajlamak, neredeyse tüm alışveriş tarzını tıpkı anneanne ve babaannelerimizin yaptığı gibi tekrar tekrar kullan tarzına döndürmek gibi yöntemleri yaygınlaştırmak üzereydik. Bu stratejilerin hayatımızda yer ettiği dönemlerde korona virüse yakalanmış olsaydık bu sürecin zararı ne olurdu ?
Covid 19 Sürecinde Ambalaj Sektöründe Neler Oluyor ?
Üretimlerini sonlandırmak istediğimiz tek kullanımlık ambalaj üreticileri, siperlik üretimine en hızlı başlayan sektörlerdendi. Tek kullanımlık bardak üretimi tamamen yasaklanmadığı için porselen bardak kullanan işletmeler tek kullanımlık bardaklara geçiş yapıverdi, bez poşetler ise marketlere sokulmaması gereken ürün grupları kategorisinde yerini aldı.
Bardağın boş tarafına bakarsak, hijyeni bir kenara iten görece yanlış bu stratejilerin geliştirilmesinde, firma ve ürün çeşitliliği sebebi ile bazı ürünlerin satış şansını kuvvetlendirmek için gereksiz ambalaj kullanımının etkisi yadsınamaz. Ambalajın bu tarz kullanımları, bir anlamda ambalajın “koruma ve hijyen” amacının unutulmasına aracı oldu. Tekli satılan ürünlerin, ekstra ambalajlama yapılarak 5’ li satılması bunlardan en basiti… Üretim kapasitemizi arttıran bu stratejiler, uzun vadede sektörün varlığını tehdit edici boyutlara ulaşabiliyor ne yazık ki.
Sektör olarak geçtiğimiz yıllara göre oldukça aşama kaydettik, ürünlerimizin son derece önemli olan fonksiyonlarından birini hatırladık ve hatırlattık. Sadece gelişmekte olan ülkelere atfedilen “hijyen” riskinin birden bire tüm dünya için geçerli olabileceğini ve ambalajın en güvende olduğumuzu düşündüğümüz zamanlarda bile gerekli olduğunu, ürünün vazgeçilmez bir parçası olduğunu fark ettik.
Şu an koronavirüs sürecinde olmamız, özellikle plastik ambalaj sektörü açısından olumlu gelişmeleri beraberinde getirmiş olsa da ürünlerimizin negatif etkilerinin hala devam etmekte olduğunu unutmamamız ve çözümü konusunda görünür, somut adımlar atmamız, attığımız adımları iyi anlatmamız gerekiyor. Bugün yükselen hijyen algısı, gelecek günlerde ambalaj atıklarından kaynaklanan hijyen riskini ön plana çıkarabilir.
Sektörümüzün odağında olan gramaj düşürme çalışmaları, çevresel açıdan yaratıcı ambalaj tasarımları, ürün sarfiyatına çözüm sunan tasarımlar açısından sektör mensuplarımızın geçmişten bu yana başarılı çalışmaları olduğunu bizler biliyoruz. Bu çalışmalar sayesinde plastik hammadde kullanımını azaltma konusunda elimiz göreceli sağlam.
Sorun ; Bu çalışmaları sektör olarak sadece bizim bilmemiz, ambalaj kullanıcısı firmaların maliyet düşüşü aracı olarak görmesi, kamuoyunun ise habersiz olması.
Ürünümüzün yapısı gereği, pek çok ara sanayiciye göre farklılık taşıyan bir sektörüz. Ara sanayi ürünler, nihai ürünün üretimi sırasında harmanlanıp arka plana geçiyorken, ambalajlar ürünü bile arkasına alıp, ön plana oturuveriyor. Hatta ürün tüketildikten sonrasında bile ambalajın yaşam döngüsü devam ediyor. Belki de bu nedenle ambalaj üreticilerinin sosyal medya “algılarını“ web sitesinin ötesine taşıması, ürünü sadece müşterilerine değil, kamuoyuna anlatabilmeleri gerekiyor.
Sürdürülebilir Tasarım ise ambalajı kamuoyuna anlatma noktasında üreticiler olarak bizlerin elini kuvvetlendiriyor.
Gelecek dönemlerde sektörümüzün odaklanması gereken anahtar kelimeleri “Sürdürülebilir Tasarım”, “Gereksizse Azalt”, “Geri Dönüşüm” ve “Sosyal Medya”, en güçlü dayanağı ise “Hijyen” olacak gibi görünüyor.